Çarşamba, Kasım 08, 2006

son ... bas

bedenlerimiz, ruhlarimiz idealar dunyasinda varolduklari icin mi bu dunyada varoluyorlar? yoksa bedenimizi biraraya getiren hucreler bizi canli kildiklari icin mi bir ruha sahibiz? hatta ruh nedir?
gunler gunler gunler... dogum gunleri olum gunleri. bir insanin kendi dogumu uzerinde soz sahibi olamadigini unuttugumuz, kendimizi tarza gore, eglenceye; pastaya; alkole verdigimiz, arkadaslarla, dostlarla bir olma sebebi dogumgunleri. halbuki asil kutlama yapmasi gereken ana, baba... icraatlarinin, asklarinin meyvesinin bilmem kacinci yildonumunu kutlama sanslari gecmis ellerine. birileri beni kesin kaba saba biseyler (hayvan okuz odun ayi vs...) olmakla suclamistir dogumgunlerini bilmedigim veya unuttugum icin. annenle babanin icraatini mi kutluyoruz hediyeleri onlara alalim, supriz partiyi hakeden onlar. sen bugun ne yaptin ki dogum gunun kutlu olsun. asil sen hayatindaki diger gunleri onemli kilmaya bak.
ecevit oldu, hakkinda yazilacak cizilecek o kadar cok sey varmis ki gazetelerin internet siteleri saat basi yeniden derlenmis bilgilerle fotograflarla guncelleniyordu.
ecevit hangi gun dogdu? hic bir fikriniz var mi? belki birkac gun once gazetelerden okumusunuzdur. peki ondan once bir fikriniz var miydi? pek zannetmiyorum.
peki ecevit ne zaman oldu? kasim ayinin besimiydi, soguk bir gundu degil mi? bir gunluk kahramanlara, vatanseverlere bile olumu hissettirecek kadar soguk olmustur umarim.
hic merak etmeyin er gec hepimiz geberecegiz. bazilarimizin ruhunu saad eden yuzbinler olacak belki ama bircogumuz sadece onlarla sinirli kalacagiz.
cok sevgili birisi yazmisti bunu bugun: biz daha yukseklere uctukca ucamayanlarin gozunde daha da kuculecegiz...

not: yazida baslik olur. olmasa da olur ama bir gorus basligin okuyucuya saygiyi isaret ettigini savunur.

Hiç yorum yok: